|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
General |
|
1 |
General |
come back to v.
|
geri gelmek |
|
This report has come back to Parliament for second reading.
Bu rapor ikinci kez okunmak üzere Parlamento'ya geri gelmiştir.
More Sentences
|
2 |
General |
go back to v.
|
kadar uzanmak |
|
The story goes back to the sixteenth century.
Hikaye, on altıncı yüzyıla kadar uzanıyor.
More Sentences
|
3 |
General |
talk back to v.
|
karşı gelmek |
|
You always talk back to me, don't you?
Bana hep karşı gelirsin, değil mi?
More Sentences
|
4 |
General |
talk back to v.
|
sert karşılık vermek |
|
You always talk back to me, don't you?
Sen bana her zaman sert karşılık verirsin, değil mi?
More Sentences
|
5 |
General |
back to england adj.
|
ingiltere'ye geri dönmüş |
|
In the end, she moved back to England.
Sonunda İngiltere'ye geri döndü.
More Sentences
|
Phrasals |
|
6 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
(bir şeyi incelenmesi/karar verilmesi için birine) geri göndermek |
|
But we must refer back to committee the part of the report regarding discharge to the Council.
Ancak raporun Konsey'e ibraya ilişkin bölümünü komiteye geri göndermeliyiz.
More Sentences
|
General |
|
7 |
General |
back to africa movement n.
|
afrika geri dönüş hareketleri |
|
8 |
General |
twin back-to-back seats n.
|
ikili duvar oturma yeri |
|
9 |
General |
back to basics n.
|
köklere dönüş |
|
10 |
General |
back to basics n.
|
özüne dönme |
|
11 |
General |
returning back to school n.
|
okula dönme |
|
12 |
General |
relaxation back to the ground state n.
|
elektronun temel enerji düzeyine geri dönmesi |
|
13 |
General |
back-to-back n.
|
terasları ve bahçeleri birbirine bitişik olan evler |
|
14 |
General |
put something back to v.
|
tarihini öne almak (toplantı/randevu vb) |
|
15 |
General |
put something back to v.
|
saatini öne almak (toplantı/randevu vb) |
|
16 |
General |
take back to v.
|
götürmek (geçmişte bir zamana) |
|
17 |
General |
hark back to v.
|
önceki konuya dönmek |
|
18 |
General |
hark back to v.
|
geçmişten söz etmek |
|
19 |
General |
take back to v.
|
geçmişe götürmek |
|
|
20 |
General |
bring back to life v.
|
hayata döndürmek |
|
21 |
General |
cause to go back v.
|
geriletmek |
|
22 |
General |
call back to mind v.
|
aklına getirmek |
|
23 |
General |
stand back to back v.
|
sırt sırta vermek |
|
24 |
General |
come back to one's memory v.
|
aklına gelmek |
|
25 |
General |
not to give back v.
|
üstüne yatmak |
|
26 |
General |
come back to his memory v.
|
aklına gelmek |
|
27 |
General |
call back to mind v.
|
hatırına getirmek |
|
28 |
General |
come back to somebody v.
|
aklına gelmek |
|
29 |
General |
hark back to v.
|
eski olaylardan söz etmek |
|
30 |
General |
go back to work v.
|
işbaşı yapmak |
|
31 |
General |
go back to square one v.
|
sıfırdan başlamak |
|
32 |
General |
get back to the stage v.
|
sahneye geri dönmek |
|
33 |
General |
get back to someone v.
|
daha sonra aramak |
|
34 |
General |
go back to one's place v.
|
yerine dönmek |
|
35 |
General |
back to health v.
|
sağlığına kavuşmak |
|
36 |
General |
grow back to one's natural colour v.
|
doğal rengini geri kazanmak |
|
37 |
General |
get back to the subject v.
|
konuya dönmek |
|
38 |
General |
get back to the subject v.
|
konuya geri dönmek |
|
39 |
General |
back to square one v.
|
beyaz sayfa açmak |
|
|
40 |
General |
back to square one v.
|
beyaz bir sayfa açmak |
|
41 |
General |
get one's life back (to normal) v.
|
hayatını rayına oturtmak |
|
42 |
General |
get one's life back (to normal) v.
|
hayatını yeniden rayına oturtmak |
|
43 |
General |
(memories) to come flooding back v.
|
hatıralar canlanmak |
|
44 |
General |
(memories) to flood back v.
|
hatıralar canlanmak |
|
45 |
General |
come back to a subject v.
|
konuya dönmek |
|
46 |
General |
go back to one's ex-gf/bf v.
|
eski sevgiliye geri dönmek |
|
47 |
General |
go back to one's ex-gf/bf v.
|
eski sevgilisine geri dönmek |
|
48 |
General |
date back to old times v.
|
eskiye dayanmak |
|
49 |
General |
back to track v.
|
eski seyrini kazanmak |
|
50 |
General |
back to track v.
|
yoluna girmek |
|
51 |
General |
go back to beginning v.
|
başa dönmek |
|
52 |
General |
go back to the beginning v.
|
başa dönmek |
|
53 |
General |
go back to one's childhood v.
|
çocukluğuna inmek |
|
54 |
General |
date back to v.
|
eskiye dayanmak |
|
55 |
General |
date back to v.
|
geçmişe dayanmak |
|
56 |
General |
date back to old times v.
|
geçmişe dayanmak |
|
57 |
General |
get back to sleep v.
|
tekrar uykuya dalmak |
|
58 |
General |
answer back to someone v.
|
(sözle vb.) karşılık vermek |
|
59 |
General |
get back to painting v.
|
resim yapmaya dönmek |
|
60 |
General |
be too far gone to go back now v.
|
geri dönemeyecek kadar yol almış olmak |
|
61 |
General |
go back to work v.
|
işe geri dönmek |
|
62 |
General |
get back to camp v.
|
kampa geri dönmek |
|
63 |
General |
get back to v.
|
-a dönmek |
|
64 |
General |
get back to v.
|
-e geri dönmek |
|
65 |
General |
get back to the country v.
|
ülkeye dönmek |
|
66 |
General |
come back to work v.
|
işe dönmek |
|
67 |
General |
hand something back to someone v.
|
birine bir şeyi elden geri vermek |
|
68 |
General |
get back to reality v.
|
gerçeğe geri dönmek |
|
69 |
General |
run back to the car v.
|
arabaya geri koşmak |
|
70 |
General |
run back to the car v.
|
geri arabaya koşmak |
|
71 |
General |
make some sort of deal to get it back v.
|
geri almak için bir çeşit anlaşma yapmak |
|
72 |
General |
bring the dead back to life v.
|
ölüleri hayata döndürmek |
|
73 |
General |
go back to the hotel v.
|
otele dönmek |
|
74 |
General |
come back to work v.
|
işe geri dönmek |
|
75 |
General |
go back to prison v.
|
hapishaneye dönmek |
|
76 |
General |
check back to the ball v.
|
topa doğru koşmak/hamle yapmak |
|
77 |
General |
bring everything back to sex v.
|
her konuyu sekse getirmek |
|
78 |
General |
send it back to the publisher v.
|
yayınevine geri göndermek |
|
79 |
General |
need a career to fall back on v.
|
sırtını dayayacağı bir kariyere ihtiyaç duymak |
|
|
80 |
General |
be en route back to v.
|
geri dönüş yolunda olmak |
|
81 |
General |
get the jumper/sweater on back to front v.
|
kazağın önünü arkasına giymek |
|
82 |
General |
wear a sweater back-to-front v.
|
kazağın önünü arkasına giymek |
|
83 |
General |
come back to the earth v.
|
dünyaya dönmek |
|
84 |
General |
wear back to front v.
|
bir şeyi ters giymek |
|
85 |
General |
hark back to v.
|
(kökeni) bir şeye dayanmak |
|
86 |
General |
hark back to v.
|
hatırlatmak |
|
87 |
General |
hark back to v.
|
anımsatmak |
|
88 |
General |
back-to-back adj.
|
terasları ve bahçeleri birbirine bitişik |
|
89 |
General |
back to england adj.
|
ingiltere'ye dönmüş |
|
90 |
General |
back to back adv.
|
arka arkaya |
|
Phrasals |
|
91 |
Phrasals |
see someone back (to something) v.
|
birine (bir yere dönüşünde) refakat etmek |
|
92 |
Phrasals |
read something back (to someone) v.
|
bir şeyi birine tekrar okumak |
|
93 |
Phrasals |
help someone back to something v.
|
birinin bir yere dönmesine yardımcı olmak |
|
94 |
Phrasals |
lead back to some place v.
|
bir yerin dönüş yolu olmak |
|
95 |
Phrasals |
throw something back to someone v.
|
bir sorunu birine iade etmek |
|
96 |
Phrasals |
lead someone back to somewhere v.
|
bir yere dönmesinde birine rehberlik etmek |
|
97 |
Phrasals |
throw something back to someone v.
|
birine bir şeyi geri atmak |
|
98 |
Phrasals |
head back to v.
|
geri yönelmek |
|
99 |
Phrasals |
trace back to v.
|
geriye doğru izini sürmek |
|
100 |
Phrasals |
carry someone back to some time v.
|
geçmişte bir zamana götürmek |
|
101 |
Phrasals |
trace back to v.
|
geriye doğru takip etmek |
|
102 |
Phrasals |
carry someone back to some time v.
|
geçmişe götürmek |
|
103 |
Phrasals |
pass back to someone v.
|
iade etmek |
|
104 |
Phrasals |
go back to v.
|
tarihin derinliklerinden kaynaklanmak |
|
105 |
Phrasals |
go back to v.
|
-den beri var olmak |
|
106 |
Phrasals |
trace back to v.
|
-ye kadar izini sürmek/kökenini bulmak |
|
107 |
Phrasals |
go back to v.
|
-e kadar uzanmak |
|
108 |
Phrasals |
go back to v.
|
zamanın derinliklerine kadar uzanmak |
|
109 |
Phrasals |
cut back to someone or something v.
|
film veya televizyonda bir sahneye geri dönmek |
|
110 |
Phrasals |
cut back to someone or something v.
|
çekime geri dönmek |
|
111 |
Phrasals |
drift back (to someone or something) v.
|
suyun üstünde yavaşça (birine/bir şeye doğru) sürüklenmek |
|
112 |
Phrasals |
drift back (to someone or something) v.
|
suyun üstünde sürüklenerek bir yere yaklaşmak |
|
113 |
Phrasals |
drive (one) back to (someone) v.
|
(birini başka birine, eski sevgilisine) geri döndürmek |
|
114 |
Phrasals |
drive (one) back to (someone) v.
|
(birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
|
115 |
Phrasals |
drive (one) back to (someone) v.
|
(birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) barıştırmak |
|
116 |
Phrasals |
drive (one) back to (someone) v.
|
(birini başka birine, eski sevgilisine) tekrar itmek/çekmek |
|
117 |
Phrasals |
drive (one) back to (someone) v.
|
(birinin başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar arasını düzeltmek |
|
118 |
Phrasals |
drive someone back to someone v.
|
birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) geri döndürmek |
|
119 |
Phrasals |
drive someone back to someone v.
|
birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
|
120 |
Phrasals |
drive someone back to someone v.
|
birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar itmek/çekmek |
|
121 |
Phrasals |
drive someone back to someone v.
|
birinin başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) arasını düzeltmek |
|
122 |
Phrasals |
get back (to someone) (on something) v.
|
(birine/bir şeye) dönmek |
|
123 |
Phrasals |
get back (to someone) (on something) v.
|
(birine/bir şeye) geri dönmek |
|
124 |
Phrasals |
get back (to someone) (on something) v.
|
(birine/bir şeye) geri dönüş yapmak |
|
125 |
Phrasals |
get back (to someone) (on something) v.
|
sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek |
|
126 |
Phrasals |
get back (to someone) (on something) v.
|
(birine) bir bilgiyle geri dönmek |
|
127 |
Phrasals |
get back (to someone) (on something) v.
|
(birine) bir bilgiyle dönüş yapmak |
|
128 |
Phrasals |
cut back to (someone or something) v.
|
(birinin veya bir olayın yer aldığı) sahneye geri dönmek |
|
129 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
önceye ait bir bilgiye dönüp bakmak |
|
130 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
önceye ait bir bilgiyi dönüp incelemek |
|
131 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
(birine) bir daha danışmak |
|
132 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
önceki bir şeyle ilinti kurmak |
|
133 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
önceki bir şeye gönderme yapmak |
|
134 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
önceki bir şeye atıfta bulunmak |
|
135 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
(bir konuyu incelenmesi/karar verilmesi için birine) yeniden yöneltmek |
|
136 |
Phrasals |
refer back to (someone or something) v.
|
(birini) tekrar (birine) yönlendirmek |
|
137 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
hızla (bir duruma) geri dönmek |
|
138 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
hızla tekrar (bir duruma) gelmek |
|
139 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
kesin olarak (bir konuma) geri dönmek |
|
140 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
hızla (bir duruma) geri döndürmek |
|
141 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
hızla tekrar (bir duruma) getirmek |
|
142 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek |
|
143 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
(bir şey) anımsatmak |
|
144 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
birden (bir şeye/hatıraya) geri götürmek |
|
145 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
(bir şeyi/anıyı) anımsatmak |
|
146 |
Phrasals |
sweep back to (something) v.
|
(bir şeyi/hatırayı) tekrar yaşatmak |
|
147 |
Phrasals |
take (someone or something) back to (someone or some place) v.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek |
|
148 |
Phrasals |
take (something) back to (someone) v.
|
(birine bir şey/mesaj) götürmek |
|
149 |
Phrasals |
take (something) back to (someone) v.
|
(birine bir şey/mesaj) iletmek |
|
150 |
Phrasals |
take something back to someone or something v.
|
bir şeyi birine/bir şeye götürmek |
|
151 |
Phrasals |
take something back to someone or something v.
|
bir şeyi birine/bir şeye iletmek |
|
152 |
Phrasals |
take something back to someone or something v.
|
bir şeyi birine/bir şeye taşımak |
|
153 |
Phrasals |
take something back to someone or something v.
|
bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak |
|
154 |
Phrasals |
run back (to someone or something) v.
|
koşarak (birine/bir şeye/bir yere) geri dönmek |
|
155 |
Phrasals |
run back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek |
|
156 |
Phrasals |
run back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye/bir yere) hızla geri dönmek |
|
157 |
Phrasals |
run back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye/bir yere) iade etmek |
|
158 |
Phrasals |
run back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye/bir yere) geri vermek |
|
159 |
Phrasals |
answer back to (one) v.
|
(birine) cevap vermek (kaba şekilde) |
|
160 |
Phrasals |
answer back to (one) v.
|
(birinin) sözüne karşılık vermek |
|
161 |
Phrasals |
answer back to (one) v.
|
(birine) karşı cevap vermek |
|
162 |
Phrasals |
back up (to something) v.
|
(söylenen bir şeye) geri dönmek |
|
163 |
Phrasals |
back up (to something) v.
|
(bir şeye) geri sarmak |
|
164 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
(bir şeye) yaslanmak |
|
165 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
(bir şeye) dayanmak |
|
166 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
arkası (bir şeyle) bitişik olmak |
|
167 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
arkası (bir şeye) bakmak |
|
168 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
arka tarafta (bir şeye) sınırı olmak |
|
169 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
(birini/bir şeyi bir şeye) itmek |
|
170 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
(birini/bir şeyi bir şeye) doğru hareket ettirmek |
|
171 |
Phrasals |
back (someone or something) up to (something) v.
|
(birini/bir şeyi bir şeye) doğru geri sürmek |
|
172 |
Phrasals |
back someone or something up to someone or something v.
|
birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek |
|
173 |
Phrasals |
back someone or something up to someone or something v.
|
birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek |
|
174 |
Phrasals |
back someone or something up to someone or something v.
|
birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek |
|
175 |
Phrasals |
break (one's) back to (do something) v.
|
(bir şeyi yapmak) için göbeği çatlamak |
|
176 |
Phrasals |
break (one's) back to (do something) v.
|
(bir şeyi yapmak) için büyük çaba sarf etmek |
|
177 |
Phrasals |
break (one's) back to (do something) v.
|
(bir şeyi yapmak) için kendini paralamak |
|
178 |
Phrasals |
break (one's) back to (do something) v.
|
(bir şeyi yapmak) için canını dişine takmak |
|
179 |
Phrasals |
break (one's) back to (do something) v.
|
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak |
|
180 |
Phrasals |
break (one's) back to (do something) v.
|
(bir şeyi yapmak) için kıçını yırtmak |
|
181 |
Phrasals |
bring (someone or something) back to life v.
|
(birini/bir şeyi) hayata döndürmek |
|
182 |
Phrasals |
bring (someone) back to life v.
|
(birine) canlılık kazandırmak |
|
183 |
Phrasals |
bring (someone) back to life v.
|
(birine) enerji vermek |
|
184 |
Phrasals |
bring (someone) back to life v.
|
(birini) canlandırmak |
|
185 |
Phrasals |
bring (someone) back to life v.
|
(birini) hayata döndürmek |
|
186 |
Phrasals |
bring (someone) back to life v.
|
(birini) kendine getirmek |
|
187 |
Phrasals |
bring (someone) back to life v.
|
(birini) diriltmek |
|
188 |
Phrasals |
bring (someone) back to life v.
|
(birinin) canını üstüne getirmek |
|
189 |
Phrasals |
bring (something) back to life v.
|
(bir şeye) hayat vermek |
|
190 |
Phrasals |
bring (something) back to life v.
|
(bir şeyi) canlandırmak |
|
191 |
Phrasals |
bring (something) back to life v.
|
(bir şeyi) kendine getirmek |
|
192 |
Phrasals |
bring (something) back to life v.
|
(bir şeyi) diriltmek |
|
193 |
Phrasals |
bring someone (or an animal) back to life v.
|
birini (bir hayvanı) hayata döndürmek |
|
194 |
Phrasals |
bring someone (or an animal) back to life v.
|
birini (bir hayvanı) geri getirmek |
|
195 |
Phrasals |
bring something back (to someone) v.
|
(birine) bir şeyi hatırlatmak |
|
196 |
Phrasals |
bring something back (to someone) v.
|
(birine) bir şeyi anımsatmak |
|
197 |
Phrasals |
start back (to some place) v.
|
(bir yere geri dönmek için) yola çıkmak |
|
198 |
Phrasals |
come back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) geri dönmek |
|
199 |
Phrasals |
come back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) geri dönmek |
|
200 |
Phrasals |
crawl back to v.
|
geri gelip ayaklarına kapanmak |
|
201 |
Phrasals |
crawl back to v.
|
pişman olarak dönmek |
|
202 |
Phrasals |
crawl back to (one) v.
|
geri gelip (birinin) ayaklarına kapanmak |
|
203 |
Phrasals |
crawl back to (one) v.
|
pişman olup (birine) geri dönmek |
|
204 |
Phrasals |
cut back to v.
|
bir sahneye geri dönmek |
|
205 |
Phrasals |
cut back to v.
|
çekime geri dönmek |
|
206 |
Phrasals |
date back (to someone or some time) v.
|
tarihi/geçmişi (birine/bir şeye) dayanmak |
|
207 |
Phrasals |
drive back to v.
|
-e geri döndürmek |
|
208 |
Phrasals |
drive back to v.
|
ile tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
|
209 |
Phrasals |
drive back to v.
|
ile barıştırmak |
|
210 |
Phrasals |
drive back to v.
|
ile tekrar arasını düzeltmek |
|
211 |
Phrasals |
drive back to v.
|
-e tekrar itmek/çekmek |
|
212 |
Phrasals |
echo back to v.
|
-i çağrıştırmak/hatırlatmak |
|
213 |
Phrasals |
echo back to v.
|
-i anımsatmak |
|
214 |
Phrasals |
feed back to v.
|
-e geri vermek |
|
215 |
Phrasals |
feed back to v.
|
-e geri teslim etmek |
|
216 |
Phrasals |
feed something back to someone v.
|
bir şeyi birine geri vermek |
|
217 |
Phrasals |
feed something back to someone v.
|
bir şeyi birine geri teslim etmek |
|
218 |
Phrasals |
fight (one's) way back to (something or some place) v.
|
(bir şeye/yere) itiş kakış geri dönmeye çalışmak |
|
219 |
Phrasals |
fight (one's) way back to (something or some place) v.
|
(bir şeye/yere kalabalığı) yararak geri dönmeye çalışmak |
|
220 |
Phrasals |
fight (one's) way back to (something or some place) v.
|
(bir duruma/konuma) geri dönmeye çalışmak |
|
221 |
Phrasals |
fire something back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) bir şeyi geri yollamak |
|
222 |
Phrasals |
fire something back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) bir şeyi geri göndermek |
|
223 |
Phrasals |
fire something back (to someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) bir şeyi geri postalamak |
|
224 |
Phrasals |
fire back to (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek |
|
225 |
Phrasals |
fire back to (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak |
|
226 |
Phrasals |
flash back (to someone or something) v.
|
(geçmişten birine/bir şeye) dönmek/gitmek |
|
227 |
Phrasals |
flash back (to someone or something) v.
|
(geçmişten birini/bir şeyi) hatırlamak/anımsamak |
|
228 |
Phrasals |
go back (to) v.
|
kökenleri (belirli bir yere) dayanmak |
|
229 |
Phrasals |
get back to something v.
|
bir şeye geri dönmek |
|
230 |
Phrasals |
get back to something v.
|
bir şeye kaldığı yerden devam etmek |
|
231 |
Phrasals |
get back to (doing) (something) v.
|
(bir şey yapmaya) geri dönmek |
|
232 |
Phrasals |
get back to (doing) (something) v.
|
(bir şey yapmaya) kaldığı yerden devam etmek |
|
233 |
Phrasals |
give someone or something back (to someone or something) v.
|
birini/bir şeyi (birine/bir şeye) geri vermek |
|
234 |
Phrasals |
give someone or something back (to someone or something) v.
|
birini/bir şeyi (birine/bir şeye) iade etmek |
|
235 |
Phrasals |
go back to someone or something v.
|
birine/bir şeye geri dönmek |
|
236 |
Phrasals |
hand back to (someone) v.
|
(birine bir şeyi) elden geri vermek |
|
237 |
Phrasals |
hearken back to (something) v.
|
(önceki konuya) geri dönmek |
|
238 |
Phrasals |
help someone back (to something) v.
|
birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek |
|
239 |
Phrasals |
help someone back (to something) v.
|
birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek |
|
240 |
Phrasals |
help (someone) back (to some place) v.
|
birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek |
|
241 |
Phrasals |
help (someone) back (to some place) v.
|
birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek |
|
242 |
Phrasals |
hurry back to (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek |
|
243 |
Phrasals |
hurry back to (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin yanına/bir yere) hızlıca dönmek |
|
244 |
Phrasals |
put (one's) back to (something) v.
|
(bir şeye) omuz vermek |
|
245 |
Phrasals |
put (one's) back to (something) v.
|
(bir şeyi) sırtlanmak |
|
246 |
Phrasals |
put (one's) back to (something) v.
|
(bir şeye) yüklenmek |
|
247 |
Phrasals |
put (one's) back to (something) v.
|
(bir şey) için çabalamak |
|
248 |
Phrasals |
put (one's) back to (something) v.
|
(bir şey) için elinden geleni yapmak |
|
249 |
Phrasals |
put (one's) back to (something) v.
|
(bir şey) için kıçını yırtmak |
|
250 |
Phrasals |
put (one's) back to (something) v.
|
(bir şey) için canını dişine takmak |
|
251 |
Phrasals |
put back to v.
|
saatini öne almak (toplantı/randevu) |
|
252 |
Phrasals |
put back to v.
|
tarihini öne almak (toplantı/randevu) |
|
253 |
Phrasals |
reach back to v.
|
-e dayanmak |
|
254 |
Phrasals |
reach back to v.
|
-e gönderme yapmak |
|
255 |
Phrasals |
reach back to v.
|
-den öğeler taşımak |
|
256 |
Phrasals |
reach back to v.
|
-den ilham almak |
|
257 |
Phrasals |
reach back to (some point in time) v.
|
(tarihte bir zamana) dayanmak |
|
258 |
Phrasals |
reach back to (some point in time) v.
|
(tarihte bir zamandan) gelmek |
|
259 |
Phrasals |
reach back to (some point in time) v.
|
(tarihte bir zamana) gönderme yapmak |
|
260 |
Phrasals |
reach back to (some point in time) v.
|
(tarihte bir zamandan) ilham almak |
|
261 |
Phrasals |
reach back to (some point in time) v.
|
(önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak |
|
262 |
Phrasals |
refer back to v.
|
önceye ait bir bilgiye dönüp bakmak |
|
263 |
Phrasals |
refer back to v.
|
önceye ait bir bilgiyi dönüp incelemek |
|
264 |
Phrasals |
refer back to v.
|
-e bir daha danışmak |
|
265 |
Phrasals |
refer back to v.
|
önceki bir şeyle ilinti kurmak |
|
266 |
Phrasals |
refer back to v.
|
önceki bir şeye gönderme yapmak |
|
267 |
Phrasals |
refer back to v.
|
önceki bir şeye atıfta bulunmak |
|
268 |
Phrasals |
run back to v.
|
-e geri koşmak |
|
269 |
Phrasals |
run back to v.
|
-e koşarak geri dönmek |
|
270 |
Phrasals |
run back to v.
|
-e hemen/hızla geri dönmek |
|
271 |
Phrasals |
run back to v.
|
-e iade etmek/geri vermek |
|
272 |
Phrasals |
see (one) back (to something or some place) v.
|
(birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek |
|
273 |
Phrasals |
see (one) back (to something or some place) v.
|
(birine bir şeye/bir yere) dönerken refakat etmek |
|
274 |
Phrasals |
see (one) back (to something or some place) v.
|
(birini bir şeye/bir yere) geri bırakmak |
|
275 |
Phrasals |
send (someone) back (to some place) for (something) v.
|
(birini bir şey) için (bir yere) geri göndermek |
|
276 |
Phrasals |
send (something) back (to some place) for (something) v.
|
(bir şeyi) bir şeyden dolayı (bir yere) geri göndermek |
|
277 |
Phrasals |
talk back (to one) v.
|
(birine) karşı gelmek |
|
278 |
Phrasals |
talk back (to one) v.
|
(birine) sert/kaba bir şekilde karşılık vermek |
|
279 |
Phrasals |
talk back (to one) v.
|
(birine) saygısızca cevap/karşılık vermek |
|
280 |
Phrasals |
talk back (to one) v.
|
(birine) terbiyesizce/küstahça cevap/karşılık vermek |
|
281 |
Phrasals |
throw back to v.
|
(birine) iade etmek |
|
282 |
Phrasals |
throw back to v.
|
(birine) geri atmak |
|
283 |
Phrasals |
wire back to (one) v.
|
(birine) elektronik transfer yoluyla geri göndermek |
|
284 |
Phrasals |
wire back to (one) v.
|
(birine) geri transfer etmek |
|
285 |
Phrasals |
write back to (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) cevap yazmak |
|
286 |
Phrasals |
write back to (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) cevaben bir mektup, e-posta yazmak |
|
Phrases |
|
287 |
Phrases |
on our way back to the airport expr.
|
havaalanına dönerken |
|
288 |
Phrases |
back-to-back-to-back expr.
|
arka arkaya üç |
|
289 |
Phrases |
back-to-back-to-back expr.
|
peş peşe üç (şampiyonluk vb.) |
|
290 |
Phrases |
back-to-back-to-back expr.
|
art arda üç (yenilgi vb.) |
|
291 |
Phrases |
back-to-back expr.
|
sırt sırta |
|
292 |
Phrases |
back-to-back expr.
|
art arda |
|
293 |
Phrases |
back-to-back expr.
|
peş peşe |
|
Colloquial |
|
294 |
Colloquial |
go back to camp v.
|
kampa geri dönmek |
|
295 |
Colloquial |
be glad to see the back of (someone) v.
|
(birinin) gitmesine memnun olmak |
|
296 |
Colloquial |
be glad to see the back of (someone) v.
|
(birinin) gitmesine sevinmek |
|
297 |
Colloquial |
be glad to see the back of (someone) v.
|
(birinin) gitmesinden mutluluk duymak |
|
298 |
Colloquial |
be glad to see the back of (someone) v.
|
(birinden) kurtulduğuna sevinmek |
|
299 |
Colloquial |
be glad to see the back of (something) v.
|
(bir şeyin) bitmesine memnun olmak |
|
300 |
Colloquial |
be glad to see the back of (something) v.
|
(bir şeyin) bitmesine sevinmek |
|
301 |
Colloquial |
be glad to see the back of (something) v.
|
(bir şeyin) bitmesinden mutluluk duymak |
|
302 |
Colloquial |
be glad to see the back of (something) v.
|
(bir şeyden) kurtulduğuna sevinmek |
|
303 |
Colloquial |
be glad to see the back of someone or something [uk] v.
|
birinin/bir şeyin gitmesine memnun olmak |
|
304 |
Colloquial |
be glad to see the back of someone or something [uk] v.
|
birinin/bir şeyin gitmesine sevinmek |
|
305 |
Colloquial |
be glad to see the back of someone or something [uk] v.
|
birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak |
|
306 |
Colloquial |
be glad to see the back of someone or something [uk] v.
|
birinden/bir şeyden kurtulduğuna sevinmek |
|
307 |
Colloquial |
come back to bite you/someone expr.
|
kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz |
|
308 |
Colloquial |
go back to your room expr.
|
odana dön |
|
309 |
Colloquial |
now back to business expr.
|
şimdi işe geri dönelim |
|
310 |
Colloquial |
get back to your bed expr.
|
yatağına geri dön |
|
311 |
Colloquial |
go back to sleep expr.
|
uykuna devam et |
|
312 |
Colloquial |
get back to bed expr.
|
yatağına dön |
|
313 |
Colloquial |
I'll get back to (someone) expr.
|
(birine) geri döneceğim |
|
314 |
Colloquial |
I'll get back to (someone) expr.
|
(birini) daha sonra arayacağım |
|
315 |
Colloquial |
I'll get back to (someone) expr.
|
(birine) döneceğim |
|
316 |
Colloquial |
I'll get back to (someone) expr.
|
(birine) geri dönüş yapacağım |
|
317 |
Colloquial |
I'll get back to (someone) expr.
|
(birine) dönüş yapacağım |
|
318 |
Colloquial |
I'll get back to you expr.
|
sana geri döneceğim |
|
319 |
Colloquial |
I'll get back to you expr.
|
seni daha sonra arayacağım |
|
320 |
Colloquial |
I'll get back to you expr.
|
sana döneceğim |
|
321 |
Colloquial |
I'll get back to you expr.
|
sana geri dönüş yapacağım |
|
322 |
Colloquial |
I'll get back to you expr.
|
sana dönüş yapacağım |
|
Idioms |
|
323 |
Idioms |
back to the salt mines n.
|
kürkçü dükkanına dönme |
|
324 |
Idioms |
carry someone back (to some time) v.
|
eski bir zamanı hatırlatmak |
|
325 |
Idioms |
carry someone back (to some time) v.
|
eskiye götürmek |
|
326 |
Idioms |
carry someone back (to some time) v.
|
geçmiş bir zamana götürmek |
|
327 |
Idioms |
come back to earth with a bang/bump/jolt v.
|
ayakları (tekrardan/yeniden) yere basmak |
|
328 |
Idioms |
come back to earth v.
|
ayakları yere basmak |
|
329 |
Idioms |
drop back to earth v.
|
ayakları yere basmak |
|
330 |
Idioms |
go back to square one v.
|
baştan başlamak |
|
331 |
Idioms |
echo back to something v.
|
bir şeyleri çağrıştırmak/hatırlatmak |
|
332 |
Idioms |
bring someone back to reality v.
|
birini gerçeğe döndürmek |
|
333 |
Idioms |
nurse someone back to health v.
|
birisine bakıcılık yapmak |
|
334 |
Idioms |
be (glad/happy/pleased) to see the back of somebody v.
|
birinin gitmesine sevinmek |
|
335 |
Idioms |
go back to square one v.
|
başladığı yere dönmek |
|
336 |
Idioms |
be sick to the back teeth v.
|
canına tak etmek |
|
337 |
Idioms |
come back to the fold v.
|
dönüp dolaşıp aynı yere gelmek |
|
338 |
Idioms |
come back to haunt one v.
|
daha sonra sorun yaratmak |
|
339 |
Idioms |
bring back to life v.
|
canlandırmak |
|
340 |
Idioms |
be fed up to the back teeth v.
|
canına tak etmek |
|
341 |
Idioms |
bring back to life v.
|
canlılık kazandırmak |
|
342 |
Idioms |
echo back to something v.
|
geçmişteki bir şeyi anımsatmak/çağrıştırmak/hatırlatmak |
|
343 |
Idioms |
crawl back to someone v.
|
geri gelip ayaklarına kapanmak |
|
344 |
Idioms |
harken back to something v.
|
geçmişi anımsatmak |
|
345 |
Idioms |
bring back to life v.
|
hayata döndürmek |
|
346 |
Idioms |
fire something back to someone v.
|
geri yollamak |
|
347 |
Idioms |
give back to v.
|
geri vermek |
|
348 |
Idioms |
drop back to earth v.
|
gerçeklerle yüzleşmek |
|
349 |
Idioms |
give back (to) v.
|
geri getirmek |
|
350 |
Idioms |
go back to the drawing board v.
|
en başa dönmek |
|
351 |
Idioms |
come back to earth with a bang/bump/jolt v.
|
gerçeğe dönmek |
|
352 |
Idioms |
come back to earth with a bang/bump/jolt v.
|
gündelik hayata dönüş yapmak |
|
353 |
Idioms |
fire something back to someone v.
|
geri postalamak |
|
354 |
Idioms |
give back (to) v.
|
geri vermek |
|
355 |
Idioms |
come back to earth v.
|
gerçeklerle yüzleşmek |
|
356 |
Idioms |
back to square one v.
|
en başa dönmek |
|
357 |
Idioms |
come back to earth v.
|
gerçekleri kabul etmek |
|
358 |
Idioms |
harken back to something v.
|
eskiyi anımsamak |
|
359 |
Idioms |
bring back to reality v.
|
gerçeklere dönmek |
|
360 |
Idioms |
drop back to earth v.
|
gerçekleri kabul etmek |
|
361 |
Idioms |
fire something back to someone v.
|
geri göndermek |
|
362 |
Idioms |
go back to the drawing board v.
|
en başından başlamak |
|
363 |
Idioms |
harken back to something v.
|
geçmişe götürmek |
|
364 |
Idioms |
give back to v.
|
iade etmek |
|
365 |
Idioms |
go back to the salt mines v.
|
işine dönmek |
|
366 |
Idioms |
back to the grind v.
|
işe/okula geri dönmek |
|
367 |
Idioms |
get back to the harness v.
|
işine dönmek |
|
368 |
Idioms |
be back to the harness v.
|
işine dönmek |
|
369 |
Idioms |
back to the grind v.
|
işe güce geri dönmek |
|
370 |
Idioms |
get back to the grindstone v.
|
İstemeye istemeye işine dönmek |
|
371 |
Idioms |
back to the grind v.
|
işe geri dönmek |
|
372 |
Idioms |
have one's back to the wall v.
|
kendini güvenceye almak |
|
373 |
Idioms |
have one's back to the wall v.
|
köşeye sıkışmak |
|
374 |
Idioms |
get back to the grindstone v.
|
kürkçü dükkanına dönmek |
|
375 |
Idioms |
have one's back to the wall v.
|
kendini güvene almak |
|
376 |
Idioms |
have one's back to the wall v.
|
kuyruğu kapana kısılmak |
|
377 |
Idioms |
bring back to life v.
|
moralini düzeltmek |
|
378 |
Idioms |
come back to the fold v.
|
kürkçü dükkanına geri dönmek |
|
379 |
Idioms |
crawl back to someone v.
|
pişman olarak dönmek |
|
380 |
Idioms |
come back to the fold v.
|
sürüye geri dönmek |
|
381 |
Idioms |
have one's back to the wall v.
|
savunmaya geçmek |
|
382 |
Idioms |
bring back to life v.
|
renklendirmek |
|
383 |
Idioms |
give back to v.
|
sahibine geri vermek |
|
384 |
Idioms |
go back to the drawing board v.
|
sil baştan başlamak |
|
385 |
Idioms |
come back to haunt one v.
|
tekrar ortaya çıkıp ensesine yapışmak |
|
386 |
Idioms |
be up stumps and back to the pavilion v.
|
tası tarağı toplayıp gider/gidelim/gitmek |
|
387 |
Idioms |
make one's way back to something v.
|
(dönüş) yolunu bulmak |
|
388 |
Idioms |
bring back to life v.
|
yaşama sevinci vermek |
|
389 |
Idioms |
bring back to life v.
|
(birini) canlandırmak |
|
390 |
Idioms |
come back to haunt one v.
|
(sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak |
|
391 |
Idioms |
nurse someone back to health v.
|
(yeniden sağlığına kavuşana kadar) birine bakmak |
|
392 |
Idioms |
get back to basics v.
|
temeline dönmek/inmek |
|
393 |
Idioms |
get back to basics v.
|
köküne dönmek/inmek |
|
394 |
Idioms |
get back to basics v.
|
özüne dönmek/inmek |
|
395 |
Idioms |
go back to basics v.
|
temeline dönmek/inmek |
|
396 |
Idioms |
go back to basics v.
|
köküne dönmek/inmek |
|
397 |
Idioms |
go back to basics v.
|
özüne dönmek/inmek |
|
398 |
Idioms |
get back to nature v.
|
doğaya dönmek |
|
399 |
Idioms |
get back to nature v.
|
doğaya daha yakın bir hayat yaşamak |
|
400 |
Idioms |
get back to nature v.
|
şehirden daha uzak bir hayat yaşamak |
|
401 |
Idioms |
get back to nature v.
|
doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek |
|
402 |
Idioms |
get back to nature v.
|
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek |
|
403 |
Idioms |
go back to nature v.
|
doğaya dönmek |
|
404 |
Idioms |
go back to nature v.
|
doğaya daha yakın bir hayat yaşamak |
|
405 |
Idioms |
go back to nature v.
|
şehirden daha uzak bir hayat yaşamak |
|
406 |
Idioms |
go back to nature v.
|
doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek |
|
407 |
Idioms |
go back to nature v.
|
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek |
|
408 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
ölüp ölüp dirilmek |
|
409 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
çok zor günler yaşamak |
|
410 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
çok sıkıntı çekmek |
|
411 |
Idioms |
push (something) to the back of (one's) mind v.
|
(bir şeyi) aklından çıkarmak |
|
412 |
Idioms |
push (something) to the back of (one's) mind v.
|
(bir şeyi) aklının köşesinden bile geçirmemek |
|
413 |
Idioms |
push (something) to the back of (one's) mind v.
|
(bir şeye) takılmamak |
|
414 |
Idioms |
push (something) to the back of (one's) mind v.
|
(bir şeyi) aklının bir köşesine itmek |
|
415 |
Idioms |
wire something back to someone v.
|
(para veya cevap) tellemek |
|
416 |
Idioms |
wire something back to someone v.
|
telgrafla cevap göndermek |
|
417 |
Idioms |
wire something back to someone v.
|
telgrafla para yollamak |
|
418 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birine) musallat olmak |
|
419 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birini) rahat bırakmamak (doğa üstü varlıklar) |
|
420 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birinin) peşini bırakmamak (doğa üstü varlıklar) |
|
421 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birini) lanetlemek |
|
422 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
dönüp dolaşıp (kendini) bulmak |
|
423 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
tekrar gelip (kendini) bulmak |
|
424 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birinin) zihnine musallat olmak |
|
425 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birinin) bilinç altını ele geçirmek |
|
426 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birinin) sürekli aklına gelip rahatsız etmek |
|
427 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birinin) akından çıkmamak |
|
428 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birinin) aklına takılmak |
|
429 |
Idioms |
come back to haunt (one) v.
|
(birinin) gözünün önünden gitmemek |
|
430 |
Idioms |
juice (someone or something) back to life v.
|
(birine/bir şeye) yaşam enerjisi vermek |
|
431 |
Idioms |
juice (someone or something) back to life v.
|
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek |
|
432 |
Idioms |
juice (someone or something) back to life v.
|
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek |
|
433 |
Idioms |
juice (someone or something) back to life v.
|
(birine/bir şeye) yaşam enerjisini/gücünü yeniden kazandırmak |
|
434 |
Idioms |
juice (someone or something) back to life v.
|
(birini/bir şeyi) tekrar canlandırmak |
|
435 |
Idioms |
juice (someone or something) back to life v.
|
(birini/bir şeyi) hayata döndürmek |
|
436 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
cehennemi yaşamak |
|
437 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
öbür tarafa gidip gelmek |
|
438 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
ölüp ölüp dirilmek |
|
439 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
çok zor günler yaşamak |
|
440 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
çok sıkıntı çekmek |
|
441 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
çok zor/kötü bir duruma dayanmak/göğüs germek |
|
442 |
Idioms |
go to hell and back v.
|
badirelere göğüs germek |
|
443 |
Idioms |
be back to square one v.
|
baştan başlamak |
|
444 |
Idioms |
be back to square one v.
|
sıfırdan başlamak |
|
445 |
Idioms |
be back to square one v.
|
başladığı yere dönmek |
|
446 |
Idioms |
be back to square one v.
|
başa dönmek |
|
447 |
Idioms |
be back to square one v.
|
tekrar baştan/sıfırdan başlamak |
|
448 |
Idioms |
go back to square one v.
|
baştan başlamak |
|
449 |
Idioms |
go back to square one v.
|
sıfırdan başlamak |
|
450 |
Idioms |
go back to square one v.
|
başladığı yere dönmek |
|
451 |
Idioms |
go back to square one v.
|
başa dönmek |
|
452 |
Idioms |
go back to square one v.
|
tekrar baştan/sıfırdan başlamak |
|
453 |
Idioms |
bring (one) back (down) to earth v.
|
(birini) gerçeklerle tekrar yüzleştirmek |
|
454 |
Idioms |
bring (one) back (down) to earth v.
|
(birinin) ayaklarını tekrar yere bastırmak |
|
455 |
Idioms |
bring (one) back (down) to earth v.
|
(birini) hayal aleminden uyandırmak |
|
456 |
Idioms |
bring (one) back (down) to earth v.
|
(birini) gerçek dünyaya döndürmek |
|
457 |
Idioms |
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v.
|
gerçeklerle tekrar yüzleşmek (birini gerçeklerle tekrar yüzleştirmek) |
|
458 |
Idioms |
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v.
|
ayakları tekrar yere basmak (birinin ayaklarını tekrar yere bastırmak) |
|
459 |
Idioms |
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v.
|
hayal aleminden uyanmak (birini hayal aleminden uyandırmak) |
|
460 |
Idioms |
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v.
|
gerçek dünyaya dönmek (birini gerçek dünyaya döndürmek) |
|
461 |
Idioms |
bring (one) back to reality v.
|
(birini) gerçeğe döndürmek |
|
462 |
Idioms |
bring (one) back to reality v.
|
(birini) hayal aleminden uyandırmak |
|
463 |
Idioms |
bring something back to life v.
|
bir şeyi canlandırmak |
|
464 |
Idioms |
bring something back to life v.
|
bir şeye hareket katmak |
|
465 |
Idioms |
bring something back to life v.
|
bir şeye canlılık katmak |
|
466 |
Idioms |
bring something back to life v.
|
bir şeyi diriltmek |
|
467 |
Idioms |
bring something back to life v.
|
bir şeyi hareketlendirmek |
|
468 |
Idioms |
come (back) down to earth (with a bang, bump) v.
|
gerçekler birinin yüzüne tokat gibi inmek |
|
469 |
Idioms |
come (back) down to earth (with a bang, bump) v.
|
(bir anda) gerçeklerle yüzleşmek |
|
470 |
Idioms |
come (back) down to earth (with a bang, bump) v.
|
eşekten düşmüşe dönmek |
|
471 |
Idioms |
come (back) down to earth (with a bang, bump) v.
|
(bir anda) gerçeğe dönmek |
|
472 |
Idioms |
cast your mind back to something v.
|
bir şeyi anımsamaya/hatırlamaya çalışmak |
|
473 |
Idioms |
cast your mind back to something v.
|
geçmişteki bir şeyi anımsamak/düşünmek |
|
474 |
Idioms |
cast your mind back to something v.
|
zihninde geçmişteki bir şeye gitmek |
|
475 |
Idioms |
cast your mind back to something v.
|
geçmişteki bir şeyi aklına getirmek |
|
476 |
Idioms |
come back (down) to earth v.
|
dünyaya geri dönmek |
|
477 |
Idioms |
come back (down) to earth v.
|
rüyadan uyanmak |
|
478 |
Idioms |
come back (down) to earth v.
|
hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya geri dönmek |
|
479 |
Idioms |
come back (down) to earth v.
|
dünyaya geri dönmek |
|
480 |
Idioms |
come back (down) to earth v.
|
rüyadan uyanmak |
|
481 |
Idioms |
come back (down) to earth v.
|
hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya geri dönmek |
|
482 |
Idioms |
come back (down) to earth v.
|
bir anda tekrar gerçeklerle yüzleşmek |
|
483 |
Idioms |
bring someone back (down) to earth v.
|
birini dünyaya geri döndürmek |
|
484 |
Idioms |
bring someone back (down) to earth v.
|
birini rüyadan uyandırmak |
|
485 |
Idioms |
bring someone back (down) to earth v.
|
birini hayal dünyasından çıkarıp gerçek dünyaya geri döndürmek |
|
486 |
Idioms |
bring someone back (down) to earth v.
|
birini bir anda tekrar gerçeklerle yüzleştirmek |
|
487 |
Idioms |
get/go back to basics v.
|
öze dönüş yapmak |
|
488 |
Idioms |
get/go back to basics v.
|
temeline dönmek/inmek |
|
489 |
Idioms |
get/go back to basics v.
|
köküne dönmek/inmek |
|
490 |
Idioms |
get/go back to basics v.
|
özüne dönmek/inmek |
|
491 |
Idioms |
give (something) back (to someone) with interest v.
|
(birine bir şeyi) faiziyle geri vermek/ödemek |
|
492 |
Idioms |
have back to the wall v.
|
kendini güvenceye almak |
|
493 |
Idioms |
have back to the wall v.
|
kendini güvene almak |
|
494 |
Idioms |
have back to the wall v.
|
kuyruğu kapana kısılmak |
|
495 |
Idioms |
have back to the wall v.
|
köşeye sıkışmak |
|
496 |
Idioms |
have back to the wall v.
|
savunmaya geçmek |
|
497 |
Idioms |
have your back to the wall v.
|
kuyruğu kapana kısılmak |
|
498 |
Idioms |
have your back to the wall v.
|
köşeye sıkışmak |
|
499 |
Idioms |
have your back to the wall v.
|
zor durumda olmak |
|
500 |
Idioms |
make (one's) way back (to something or some place) v.
|
yavaş yavaş (bir şeye/bir yere) dönmek |
|